FEYAZGAN
  YAĞMUR SEVDASI
 

Yine bir gün efkarlandım çıktım dışarıya.Hava kendini birkaç saat önce bozmuş yağmur yağmıştı.Burnuma buram buram toprak kokusu geliyordu.Biraz yürüdüm,saat erken olacak olsa gerek ki kimse yoktu.Biraz yürüdükten sonra dar bir sokağa girdim.Bu sokakta genelde eski ve ahşap evler vardı.Hepsi çok sıktı,balkonları küçük ama şirindi.Bir teyze sabahın ilk ışıkları ile çıkmış evinin önünü süpürüyordu ona doğru yürüdüm.İçimde ki bu buhranı atmak istiyordum.Teyze beni görür görmez güldü,içtendi bu çok belli oluyordu.Hemen ona doğru elimi uzattım.

-Selamun Aleykum teyze.Kolay gelsin

-Sağol evladım.İşe mi?

-Yok teyze ,öyle yürüyeyim dedim.

-Yürü oğlum yürü.Bu saatte buralar çok güzeldir.

Teyzeyle geçirdiğim bir iki dakika bile kalbimin derinliklerinde yer edinmiş,beni etkilemeyi başarmıştı.Sokaktan çıktım sağa dönüp yokuş aşağı saldım kendimi.Yokuşun sonunda bulunan kahvehaneye doğru yürüdüm,biraz yorulmuştum ama bu yorgunluk aklımı dağıtıyordu bir süreliğine bile olsa.Kahvenin dışına sandalye atmış birkaç yaşlı amca vardı kimisi eline taze tavşan kanı almış içip etrafa bakınıyordu,kimisi ise eline almış gazeteyi dikkatlice okuyordu.Bir taraftan da gözlerini laklak yapan akranlarına dikip kafasıyla sitem yapıyordu.Belliydi emekli bir öğretmen ya da askerdi.Duruşu,okuyuşu taktığı o gözlük yılların vermiş olduğu bir şeydi.Kahveci elinde tepsiyle bana seslendi.Buyurmaz mısın Hüseyin? Yok dayı dedim ona belki sonra.Kahvenin yanından geçerken bir selam verdim hepsi bir ağızdan selamıma karşılık verdi.

Yürümeye devam ettim.Hava yine kendini bozmuş o güzelim bulutlar kaybolmuş yine o nefret ettiğim hava beni bulmuştu.Belliydi yağacaktı,ama buna kim engel olabilir ki?Rabbim ne istiyorsa yapardı biz de hayırlısı der geçerdik.İlk damla omzuma düştü,yanımda şemsiye olmadığı için ıslanacağımı biliyordum.Ama kaçmıyordum nefret ettiğim şey bazen bana huzur veriyordu.Birkaç dakika geçmeden yağmur başladı,kendimi onun o ıslak ama şefkat dolu ellerine bıraktım.Ceketimin önünü ilikleyip ellerimi ceplerime soktum ve yavaş yavaş yürümeye devam ettim.Balkondan bakan teyzeler bana garip garip bakıyorlar sonra beni bırakıp telde asılı olan kıyafetlerini toplamakla meşgul oluyorlardı.İkimizin de yağmura bakışı farklıydı.O an bana huzur veren şey başkasına dert oluyordu.Hayatta hangimizin sevdiği şeyi hepimiz kabulleniyorduk ki? Bu kadar basit olan bir şeyi neden hala anlamıyorduk?

 
  Bugün 22 ziyaretçi (24 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol