FEYAZGAN
  VI BÖLÜM
 

SONA

 

DOĞRU

 

 

-Doktor arabaya bin,yağmur yağıyor.

 

-Biraz daha Fregazoy havayı özledim.

 

-6 yıldır hücreden dışarı çıkmadın değil mi?

 

-Evet, O duvarlar arasında düşünme şansım oldu.

 

-Güzel

 

Doktor arabaya bindi,konuşmaya başladık.

 

-Etraf çok değişmiş Fregazoy.Altı yılda şehir kendini yenilemiş,ben bile yaşlandım artık.

 

Ona baktım ve güldüm.

 

-Sen bile mi? Ne yani normalde yaşlanmıyor muydun?

 

-Hayır

 

-Nasıl yani?

 

-Uzun hikaye Fregazoy,sonra vaktim olursa anlatırım.

 

Bir süre yol aldıktan sonra James’i aradım.Ona haber vermeliydim sonuçta doktor benimleydi.James’e ihtiyacım vardı artık kaçak durumundaydık.Peşimizde birçok sayıda polis olmalıydı sonuçta 6 yıldır hapishane de özel olarak tutulan birini kaçırmıştım.Bir plan yapıp gizlenmeliydik ve bu planı hemen yapmalıydım.James telefonunu açtı ve hemen durumu anlattım.

 

-James doktor benimle ama bir sorun var; artık kaçak durumundayız.

 

James duraksadı ve konuşmaya katıldı.

 

-Tamam bunu sorun etme.Şu an neredesiniz?

 

-Kaliforniya’nın kuzeyinde.Bir kasabaya gidiyorum.Orada birkaç gün saklanmayı planlıyorum.Sen de bu arada bizi şehirden çıkarmayla ilgili bir plan yap.

 

-Çok iyi bir fikir.Kasabanın adı ne?

-Queens

 

-Tamam,doktorla birlikte orada birkaç gün geçir.Ama dikkat et sizi kimse fark etmesin.Ben de birkaç gün içinde sizi şehirden çıkartacağım.

 

-Anlaşıldı.Max’e söyle paramı hazırlasın.

 

-Tamam paranı alacaksın Fregazoy ama tek bir şart var.Doktoru sağ olarak teslim alacağım.

 

-Tamam.

 

Kasabaya geldiğimizde hava kapalıydı ve yağmur devam ediyordu.Hızını iyice arttırmıştı.Kasaba çok büyük değildi,girişte ki tabelaya göre nüfusu 310’du.Bu da bizim için hem avantaj hem de dezavantajdı.Avantajı çok insanla uğraşmayacaktım.Dezavantajı ise tanınma olasılığımız fazlaydı. Bu insanlar genellikle hayvancılık ya da çiftçilikle uğraşırlardı ve genellikle meraklı olurlardı.

 

Kasaba da bir motel vardı.Burası küçük bir yerdi ama işimizi görürdü.Arabadan inip motele girdik.Hemen resepsiyona ilerledim,resepsiyonda yaşlı bir kadın vardı.Bizi baştan aşağı süzdükten sonra sıcak bir şekilde güldü ve konuşmaya başladı.

 

-Queens Motele hoş geldiniz.Size nasıl yardımcı olabilirim?

 

-Bir oda istiyorum.

 

-Çift kişilik mi tek kişilik mi?

 

-Çift kişilik.

 

-Elimde tam size göre güzel bir oda var.Yataklar ayrı.Beyefendi kim?

 

Doktoru soruyordu.Ona şüphelenmemesi için yalan söyledim.

 

-Babam.

 

-Hım.Tamam efendim kayır için 40 dolar nakit ve isminiz öğrenmem gerekiyor.

 

-Adım Peter.

 

-Queens’e hoş geldiniz Bay Peter ve…

Doktora baktı.Onun ismini öğrenmek istiyordu.

 

-Babam Will

 

-Bay Will siz de Queens’e hoş geldiniz.

 

Doktor endişeli bir biçimde kadına baktı ve cevap verdi.

 

-Teşekkür ederim bayan.

 

Kadın anahtarı bana uzatıp yüzüme baktı.

 

-Oda numaranız 640, 3. katta eğer bir şey isterseniz odadan resepsiyonu aramanız yeterli olacaktır.

 

-Teşekkür ederim.

 

Anahtarı alıp merdivenlere yöneldik.Merdivenler ahşap ve eskiydi.Burası en az 100 yıllık olmalıydı.Etrafta vazolar ,duvarlarda portreler vardı.Bunlar etrafı otantik bir havaya sokuyordu.Yerde eski bir halı vardı kırmızıydı.Şehirde ki büyük otellere özenmiş olmalıydılar.Merdivenlerde çıkıp 3.Kata geldik.Koridorda loş bir ışık vardı,gözümü alıyordu.Odanın önüne gelip kapıyı açtım.İçeriye girdiğimizde içim bir hoş oldu.Burası 1950’li yıllardan kalma gibiydi.Eski bir dolap,küçük bir televizyon,iki ahşap yatak ve birkaç vazo.Çok sadeydi ama hoştu.Burayı sevmiştim.Doktor hemen balkona çıktı ve etrafa bakınmaya başladı.

 

-Doktor içeriye gir yağmur hala devam ediyor,hasta olmanı istemiyorum.

 

-Benim sağlığım seni niye ilgilendiriyor?

 

-Anlaşmaya göre sağ olarak gitmelisin hasta ya da ölü olarak değil

 

-Ne için böyle ?

 

-Parayı alabilmem için

 

-Sana kim para veriyor yani beni kurtarman için?

 

-Max SOND

 

-Vay canına bu çocuk her yıl karşıma çıkıyor.

 

Doktor gülmeye başladı ve aniden bana döndü.

 

-Sana benim için kaç para ödeyecek?

 

-10 milyon dolar.

 

-İyi para peki bunu nasıl kullanacaksın?

 

-Doktor kapa artık çeneni bu seni ilgilendirmez.

 

Doktor sustu ve televizyonun yanına gidip onu kurcalamaya başladı.

 

-Doktor sen niye hiç bir şeylerle uğraşmadan oturmuyorsun?

 

-Bu seni ilgilendirmez.Bir bilim insanı asla boş durmaz.Senin gibi yani.

 

-Benim gibi mi?

 

-Evet senin gibi olmaktansa kendimi bilime veririm.

 

-İyi halt ediyorsun.Max senin gibi bir deliyi niye istiyor acaba?

 

-Sen anlamazsın.Onun için ben çok önemliyim.

 

-O kesin senin için 10 milyon doları gözden çıkardı.

 

Doktor bu konuşmadan sıkıldı.Televizyonda istediği bir kanalı açıp yatağa oturdu.Aradan birkaç dakika geçmemişti ki kapı çaldı.Aniden doktorla göz göze geldik.Elime silahımı aldım ve kapıya doğru yöneldim.

 

-Kim var orda?

 

-Oda servisi efendim.

 

-Biz sipariş felan vermedik.

 

-Bu otelimizin bir hediyesi efendim.

 

-İstemiyoruz.

 

-Lütfen efendim bu otelin bir hediyesi ve vermezsem işimden olabilirim.

 

Doktora baktım ve ona banyoya gitmesi için işaret ettim.

-Pekala açıyorum.

 

Silahımı hazırladım hafifçe kapıyı açtım.Açar açmaz adam üzerime saldırdı.Elime tekme attı,silahım banyonun önüne düştü.Adam belimden tutup kafamı duvara çarptı. Ahh bu çok kötüydü işte. Tam bana yumruk atacakken onu belinden yakaladım ve televizyonun üstüne attım. Televizyon üstüne düştü.Silahın olduğu yere doğru baktım ama orada yoktu.Bir anda kafama vazoyla vurdu,geri döndüm ve adamla dövüşmeye devam ettim.Benim boğazımdan tutup sıkmaya başladı nefes alamıyordum.Kafasına vurmaya çalıştım ama olmadı.Son bir çabayla kafasına vurdum adam yere düştü yavaşça doğrulup onu arkasından kavradım.Beni çok zorluyordu, biz dövüşürken doktor elinde silahla banyodan çıktı.Ona doğru baktım ve bağırdım.

 

-Vur şu herifi

 

-Yapamam

 

-Lanet olsun doktor vur şu herifi

 

Doktor biraz duraksadı eli tetiğe gitti ama basmadı.Ona tekrar baktım ama artık çok kızmıştım.

 

-Şu tetiğe bas artık

 

-Kıpırdamayın siz de bir sabit durun nişan alamıyorum.

 

-Ahhh ateş et 

 

-Ben asker değilim seni sivri zeka ben bilim insanıyım.

 

Biz bu tartışmaları yaparken adam belime sert bir şekilde vurdu yere düşmüştüm eline bıçağını aldı ve üzerime yürümeye başladı.Bıçağı kaldırdı ve tam saplayacakken odada pat diye bir ses duyuldu.Adam bir anda yıkıldı.Elinden bıçağı alıp boğazını kestim.Yavaşça ayağa kalktım ve doktora baktım.

 

-Neden hemen etmedin?

 

-Dayak yemeni izlemek hoşuma gitti

 

Ahh bu doktor beni deliyordu.Nerdeyse ölebilirdim.Ben üzerimi toplarken doktora döndüm.

 

-Hazırlan burada kalamayız hemen ayrılıyoruz.

Doktor beni çok takmayarak televizyona bakıyordu.Bir anda söylenmeye başladı.

 

-Çok yazık en sevdiğim diziydi. Neyse zaten 50 defa bitirdim bu diziyi.

 

Ben hemen gerekli eşyaları aldım ve küçük bir bavul yaparken doktor ise tam beş bavul yapmıştı.Ona şaşkınlıkla baktım.

 

-Bu kadar eşyayı ne yapacaksın?

 

-Bunların hepsi benim şahsi ve önemli eşyalarım seni genç adam şimdi yardım et de onları arabaya taşıyalım.

 

-Sen ciddi misin?

 

-Şaka yapar gibi bir halim mi var genç adam.

 

Söylene söylene hepsini arabaya taşıdım.Otel görevlisi uyuyor danışmada ise kimse yoktu.Arabaya bindik tam çalıştıracakken doktor aniden bağırdı.

 

-Lanet olsun Fregazoy

 

Ona anlamsızca baktım.

 

-Ne oldu?

 

-Diş fırçamı unuttum.

 

-Ne sen manyak mısın be adam. Bir dış fırçasını unuttun diye ne bu telaş?

 

-O benim için çok önemli. Eğer seninle gelmemi istiyorsan git ve fırçayı getir.

 

-Ahh tamam yeter ki kapat şu çeneni anladın mı.

 

Arabadan çıktım.Odaya doğru çıkmaya başladım.Banyoya girdim ama aynanın önünde fırça felan yoktu sadece bir not vardı.Notta is şu yazıyordu

 

Sevgili genç adam yola sensiz devam etmek zorundayım.Yatağın altında bir kutu var onu senin için bıraktım,lütfen ona iyi bak.

 

 

                                                                                                  DR.HUMAN

 

Ahh bu da neydi böyle hemen hızlıca aşağı indim ama orada kimse yoktu.Şaşkınlık içerisindeydim beni aldatmıştı.Onu elimden kaçırmıştım şimdi ne paramı alabilecektim ne de başka bir şey.Kendimi boşu boşuna tehlikeye sokmuştum.Yukarı tekrar odaya çıktım.Yatağın altında siyah bir kutu vardı,biraz ağır gibiydi.Yatağın üstüne koydum üzerinde senin için adlı bir kağıt vardı.Hemen kutuyu açtım üzerime bir kedi zıpladı ve sol yanağımı çizdi.Ahh bu da neydi böyle? Kedi hemen banyoya girdi.Çok sinirlenmiştim bir yandan da yanağım kanıyordu.Kutunun içinde bir not vardı elime aldım ve okumaya başladım.

 

Sevgili genç adam kedime iyi bak çok sevimlidir ve çok yemek yer.Onu her gün beslemeyi unutma ve sakın ona et verme,kedim vejetaryen.Ve ayrıca biraz saldırgandır.Kutuyu açarken dikkat et.

 

                                                                                                    DR.HUMAN

 

Bu şimdi mi söylenir çatlak adam diye bağırdım uzun bir süre.Hemen James’İ arayıp durumdan haberdar ettim.Bana ortadan kaybolmam gerektiğini söyledi ve paramın yarısını verdiği hesap numarasından çekmemi söyledi.

 

 

Arayan James’ti.

 

-Söyle James.

 

-Efendim kötü bir haberim var.Doktor adamımızı atlatmış.

 

-Nasıl olur bu? Hani adamın en iyisiydi.

 

-Efendim doktorun çok zeki olduğunu söylüyor ama emin olun onu bulacağız.Sadece biraz zaman lazım.

 

-Benim zamanım felan yok James.Onu hemen bulmalıyız.

 

-Anlaşıldı efendim elimden geleni yapacağım.

 

Telefonu korkuyla kapattım.Şimdi ne olacaktı ? Artık ölümüme az kalmıştı.Elim titremeye başladım.Bu bekleyiş infaz edilmeyi bekleyen mahkum olmak gibiydi.Öleceğinizi bile bile nasıl rahat olursunuz ki? Bu korkuyla düşüncelerin arasında uyuyakalmıştım.Uyandığımda ise saat gece 03.01’di. Çok az vaktim kalmıştı.Ayağa kalktım hala ofisteydim.Telesekreterime bir mesaj gelmişti.Hemen açtım James’den güzel haberler bekliyordum.

 

-Bir sesli mesajınız var.

 

Ben Doktor Human.Max eğer bu mesajı dinliyorsan verdiğim adrese 1 saat içinde gel .Seni kurtarabilirim evlat,çözümünü buldum.Acele et çok fazla vaktim yok.

 

Mesaj 15 dakika önce gelmişti.Hemen şirketten çıkıp arabaya atladım.Kimseye haber vermemiştim.Doktorun söylediği adres bulunduğum yere yarım saat uzaklıktaydı.Hızla oraya doğru sürmeye başladım.Yolda derin düşüncelere dalmıştım.Acaba kurtulabilecek miydim? Acaba geçmişe dönebilecek miydim?Bu düşüncelerle boğuşurken doktorun dediği yere geldim.Hemen arabadan atladım burası eski bir fabrikaydı.Hemen içeri girdim ve doktoru aramaya başladım,bağırıyordum.

 

-Doktor nerdesin?

 

Bir süre kimse çıkmadı derken arkadan omzuma bir el uzandı.Bir anda irkildim.

 

-Sakin ol evlat,benim.

 

Arkama döndüm.Doktor karşımdaydı ona sarılıp sevinçten ağlamaya başladım.Artık her şey düzelecekti bundan emindim,o her şeyi çözebilirdi.

Bana baktı ve sakin olmamı söyledi ama nasıl sakin kalabilirdim ki? Hayatım önümüzde ki birkaç saate bağlıydı.Ona hüzünlü gözlerle baktım.

 

-Doktor bu durumu düzeltebilecek misiniz?

 

-Kesinlikle evlat gel hadi.

 

Onu takip etmeye başladım.Bir kaç kat aşağı indik burası çok karanlıktı.Doktor jeneratörü çalıştırdı ortalık bir anda aydınlandı. Gözlerim kamaşmıştı doktor kendine bir laboratuar tasarlamıştı ki bu ilkinden çok daha büyük ve gösterişli duruyordu.Bana kabini gösterdi.

 

-Görüyor musun onu?

 

-Evet doktor görüyorum.

 

-Kusursuz çalışıyor evlat.Seni geçmişe göndereceğim.

 

-Bunu ümit ediyorum doktor.

 

-Hızlı olmalıyız her an burayı bulabilirler.

-Kim?

 

-Bu aleti isteyen adamlar evlat hadi içeri gir.

 

Onu dinledim ve içeri girdim.Bana baktı ve sistemi anlatmaya başladı.

 

-Bu sefer iki kontrol var evlat.Biri kabinin dışarısından biri ise içeriden bir kumanda şu anda yanında duruyor.Eğer dışarıdan bir sorun çıkar da seni yollayamazsam bunu o kumanda ile yapmalısın.Kumandanın üzerinde büyük yeşil bir tuş var ona basarak zaman sayaçını açacaksın.Ortada ise bir tarih kısmı açılacak bunu gün ay yıl şeklinde ayarlayıp aşağıda ki sarı butona basacaksın.Unutma hızlı olmalısın.

 

Doktor neden bahsediyordu.?Sanki bir sorun varmış gibi konuşuyordu.Bunları anlatmasının sebebi neydi anlamamıştım.Ona son bir kez baktım.

 

-Doktor neler oluyor?

 

Bana gözlerini çevirdi.Gözlerinde büyük bir mutluluk vardı ama bu çok garipti çünkü şu an ki hali mutlu değil gibiydi.

 

-Evlat yaptığım bu deneyin bana çok büyük faydaları oldu.Görmem gerekenleri gördüm yapmam gerekenleri yaptım.Bir çok şeyi keşfettim yeni yerler yeni gezegenler yeni icatlar.Fakat artık sonum geldi.Beni bulacaklar evlat son 25 yılımı kaçarak yaşadım.Seni bu yüzden hemen çağırdım çünkü büyük ihtimalle şu anda yoldalar.Ve beni öldürüp icadımı almak için geliyorlar.Bunu rüyalarımda gördüm.Bende bu sistemi korumak için son bir ayarlama yaptım.

 

Doktoru endişe ile kabinin içinden izliyordum.

 

-Ne ayarlaması doktor?

 

-Bu makine son bir zaman değiştirmesinden sonra kendini imha edecek.Bütün sistemler bütün şeyler kendini yok edecek evlat.

 

-Son bir zaman değişimimi.Sen gelmiyor musun?

 

-Hayır evlat.Ben görmem gereken ve yapmam gereken şeyleri yaptım.Bu makine çok tehlikeli insanlığa faydasından çok zararı gelecektir.Çünkü insanlık her zaman daha fazlasını ister azla yetinmez.Bu yüzden başlattığım bu macerayı  bitireceğim,seninle.

 

-Doktor siz de benimle gelin.Bunu birlikte çözebiliriz.Hem sevdikleriniz ne olacak?

 

-Hayatımda kimse kalmadı evlat.Sevdiklerimin ölümlerini izledim.Şimdi onların yanına gitme vakti.

 

Bir anda yukarı katlardan sesler duyulmaya başladı.Bunlar özel timdi buraya makine için gelmişlerdi.Doktor bana baktı gözleri hüzünlüydü.

 

-Artık gitme vakti evlat.

 

Doktor tarihi girmeye başladı beni o çocukluk yıllarıma gönderecekti.Tarihi girmeye başladı ve üzerinde ki beyaz üniformayı yere attı.Aman tanrım üzeri bombayla doluydu.Tarihi girdi ve çekmeceden bir cihaz aldı.Bombanın patlaması için 1 dakika vermişti ve o süreyi başlattı.Kabinin dibine geldi ve bana baktı.

 

-Git ve huzur dolu yaşa Max Sond. Seni tanıdığıma çok sevindim evlat.Umarım istediğini alırsın şunu unutma bazen bazı şeyler o kadar değerlidir ki o yolda aldığın mağlubiyetler bile bir zafer sayılır.

 

Geri sayım 15 saniyenin altına düşmüştü.Polisler içeri girdi ve silahlarını kabine doğru yönelttiler.Doktor zaman tünelini başlatma düğmesine bastı.Ona bakarak bağırmaya başladım.

 

-Hayırrrrrrrrrrr

 

Doktor son kez bana baktı.

 

-Hoşça kal evlat.

 
  Bugün 16 ziyaretçi (17 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol