HAPİSHANEDE
BİR GÜN
KOD ADI:FREGAZOY
-Herkes sayım için hücre dışına çıksın.
Kapılar açıldı,dışarıya çıktım.Herkes tek sıra halinde kendi hücresinin önünde dizildi.Gardiyanlar sırayla gezerek herkesi kontrol etti.Gardiyanlar mahkumlara pislik gibi bakıyorlardı.Sayım bitti ve herkes hücresine geri döndü.Hücremde bir yatak,ayna,klozet ve bir İncil vardı.Hapishane müdürü mahkumları dindar yapmak için elinden geleni yapıyordu.Her hafta sonu ayinler düzenleniyordu.Herkesin kendisi gibi olmasını istiyordu.James ile hapishane hakkında konuşmuştuk.Hapishaneyi her yönüyle inceledim.Olası kaçış durumlarında ki kullanabileceğim yolları ve gardiyanlardan kimi kullanabileceğimi araştırdım.
Gardiyanların Amiri arap asıllıydı.Baş Gardiyanın oldukça sert bir kişiliği vardı.Adı Hüseyin’di ve yalnız yaşıyordu.Annesi ve babasını küçükken kaybetmişti.35 yıldır bu hapishanede çalışıyordu ve kendisini hapishane de çok fazla gören olmamıştı.Çok nadir teftişlere katılır ve hapishane de dolaşırdı.Çok katı kuralları vardı bütün gardiyanlar ondan çok çekinirdi.Bulduğum bilgilere göre geçen yıl bir mahkumu döverken öldürmüştü ve bu olayın üstünü ört pas etmişti.
Hapishanede 4000 mahkum bulunmaktaydı ve bu mahkumların çoğu dışarıda hiç de iyi şeyler yapmamışlardı.Yakalanıp yargıç karşısına çıktıklarında ise onları destekleyen kimse yoktu.Avukat bile zor bulmuşlardı.Hepsi hapishane de en az 50 yıl yatmak üzere getirilmişti.Bunları öğrendikten sonra James’den gardiyan listesi istedim ve hepsini tek tek araştırdım.Aralarından biri tam benim işime göreydi bunu kullanabilirdim.Adı Terry di.Daha 2 yıldır gardiyandı ve geçen yıl buraya atanmıştı.Babası polis memuru annesi hemşireydi.Tek çocuktu ve çok değişik hobileri vardı.Çocuğu araştırdığımda gardiyanlığa torpille girdiğini öğrendim.Eğer bunu üst düzey yöneticilerden biri duyarsa gardiyanlığına son verilebilirdi.Bende bunu koz olarak kullanacaktım.
Ben bunları ayarlarken gece saat 2 idi ve bunları düşünmeyi yarına bırakıp kendimi uykunun ellerine bıraktım.
Gözlerimi açtığımda sabah saat 7 idi.Kapılar açılmıştı ve herkes yemekhaneye kahvaltı için gidiyorlardı.Kapımda beliren bir gardiyan bana yolu gösterdi ve yemekhaneye gitmemi sağladı.Yemekhaneye girdiğimde uzun bir kuyruk gördüm hemen sıraya geçip kahvaltımı almam için beklemeye başladım.Etrafıma baktığımda psikopat gibi bakan adamları görüyordum bunlar azılı suçlulardı ama bunları düşünecek zamanım yoktu.Max’İn verdiği süre kısıtlıydı ve doktoru bulup buradan çıkartmalıydım ama önce gözlem yapmalıydım.Sıra bana geldi kahvaltımı aldım ve boş bir yer aradım.Her yer doluydu aslında boş yerler vardı ama buralar çetelerin yeriydi ve çete üyelerinden başka kimse oturamazdı.Çete üyelerinin çoğu zenciydi ve bunlar iri yarı adamlardı.Kendime uygun bir yer bulup oturdum yanımda çok saf duran bir adam vardı ve sürekli beni kesiyordu.Sanki bir şey diyecekti ama çekiniyordu.Bir süre sonra yemek yerken adam bana baktı ve konuşmaya başladı.
-Ben Dick
Adam kekemeydi ve kelimeler yavaş çıkıyordu.Ona sert bir bakış attım ve konuşmadım.Çünkü ayağıma ayak bağı olmasını istemiyordum bir görevim ve kısıtlı zamanım vardı.Adam bana baktı ve tekrar konuşmaya başladı.
-Mahkum numaran 14506 .Adın Fregazoy olmalı ben sadece konuşmak istedim.
Ona keskin bir bakış attım.
-Bunları nerden biliyorsun?
Dick tekrar bana döndü.
-Ben her şeyi bilirim bu hapishane de 14 yıldır buradayım ve bilişimden sorumluyum hapishane deki her kayıtlı insanı bilirim.
İçimden bu dediklerini düşündüm ve aklıma çok güzel bir fikir geldi.Ben Doktoru arıyordum ve o da bana yardım edebilirdi madem herkesi biliyordu bunu da bilirdi.Ben bunları düşünürken zenci bir adam beni kesiyordu adama baktığımda arkasında duran adamları fark ettim.Bunlar çeteden olmalıydılar ama en baş köşede oturan biri vardı.Herkes onun etrafında dizilmişti sanki bir lider gibiydi.Kimdi bu?
Bunu öğrenmek için Dick’e dönüp sordum.
-Dick saat 3 yönünde duran bir adam var kim o ?
Dick yavaşça kafasını çevirip adama baktı ve bakmasıyla kafasını çevirmesi bir olmuştu.Sonra bana bakıp konuşmaya başladı.
-Fernandez.
-Fernandez mi?
-Evet sakın gözlerine bakma.
-Kim bu Fernandez?
-Adam buraya 10 yıl önce geldi.Tam bir psikopat buraya gelme sebebini kimse tam olarak bilmiyor ama duyduğuma göre karısını tecavüz edip öldürmüşler.Fernandez de bunu yapanları tek tek bulup kafalarını kopartmış ve 2 gecede 98 kişiyi öldürmüş.Kestiği kafaları kendi bildiği bir yere gömmüş.Polise yakalandığında ise kafasında bir yara izi varmış.Polis bunun ne olduğunu sorduğunda ise karısının öldüğü gece kendisine söz vermiş.Bunları yapanları tek tek bulup öldürecekmiş ve öldürme tamamlandığında kafasında ki deriyi yüzmüş.Sağ gözünü de kaybetmiş bunun nasıl olduğunu da kimse bilmiyor ve o kafaları da bulan olmamış.Yani anlayacağın Fernandez hapishane de ki en azılı suçlu ve çetenin lideri.Hapishaneye geldiği yıl 4 mahkumu öldürdü ve kimse de bir şey yapamadı.Fernandez’in çekindiği tek bir isim var sadece ondan korkuyor.
-Kim o?
-Baş Gardiyan Hüseyin.
-Onu en son ne zaman gördün?
-Geçen yıl ki turnuva da.
-Ne turnuvası?
- Her yıl Hüseyin tarafından düzenlenen bir dövüş turnuvası.40 mahkum dövüşmek için ringe çıkar ve ölümüne dövüşürler.Dövüşün bitmesi için 2 şart vardır ya pes ettireceksin ya da öldüreceksin.Çoğu kez öldürürler çünkü pes etse bile dövüş bitmez.Yani anlayacağın o ringe çıkarsan ya öleceksin ya da yaşamak için öldüreceksin.
-Peki bu turnuvanın amacı ne?
Dick güldü ve cevap verdi
-Hüseyin den bir şey istiyorsun ve o da istediğini sana veriyor.Kimisi bir günlüğüne dış dünyaya çıkarılır kimisi fahişe ister kimisi de hücresine güzel bir şey.
-Anladım.Peki Fernandez turnuvaya katılıyor mu?
-Tabi ki dostum adam her yıl finale kalıyor ve son 4 yılın şampiyonu.
-Dick sana birini soracağım ama sana güvenebilir miyim?
-Tabi ki adamım ben bu hapishane de ki en dürüst adamım.Tabi peder den sonra.
-Tamam Doktor Human’ı tanıyor musun?
-Doktor Human mı?
-Evet onu tanıyor musun?
Dick bir an duraksadı ama sonra kendini toparlayıp cevap verdi.
-Evet o deliyi tanıyorum.Ama o dışarıya çıkmaz yani hücre dışına özel bir hücrede tutuluyor ve tam koruma altında.O deliyi niye sordun?
-Onu bulmalıyım.
Dick tekrar güldü.
-Bu imkansız.O deliyi üst düzey koruma altında tutuyorlar ve hücre anahtarı tek bir kişide.
-Kimde?
-Baş gardiyan Hüseyin.
-Peki nasıl alabilirim.Yani doktoru nasıl görebilirim.
-Tek bir yolu var o da turnuvayı kazanmak o zaman ondan bunu dilersin ve belki o da bunu yapar.Ancak yolu bu ki onu gören de çok az.
-Tamam nerden kayıt yaptıracağım bu dövüşe ve turnuva ne zaman olacak?
-Yarın akşam.Ve seni kayıt ettiririm ama buna emin misin yani her maçın seni ölüme götürecek.
-Ben her şeyi göze aldım Dick sen beni kaydettir.
-Tamam ahbap.
Masadan kalktım yemekhaneden dışarıya çıktım ve bahçeye çıktım.Herkes grup grup bahçede geziyordu.Masaya yöneldim ve oturdum etrafı izlemeye başladım.Bir süre sonra Fernandez ve çetesi bahçede belirdi beni yine kesiyordu.Ters bir bakıştan sonra bir adam bana doğru ilerledi.Başında beresi olan bir adamdı ve kolları dövmeyle kaplıydı.Ağzında bir sigara vardı çok ilginç yürüyordu.Yanıma gelip gözlerini kıstı ve konuşmaya başladı.
-Fernandez seninle konuşmak istiyor.
-Ben onunla konuşmak istemiyorum git ve ona öyle söyle.
Adam bir an sustuktan sonra tekrar konuşmaya başladı.
-Fernandez in dediğini dinlesen iyi olur yoksa yarının göremeyebilirsin.
Adama baktım ve güldüm.Sonra ayağa kalktım ve Fernandez’e doğru ilerlemeye başladım.Bir sorun çıksın istemiyordum, yarın ki dövüşe çıkıp kazanmak istiyordum.Tek isteğim buydu
Fernandezin yanına gittiğimde etrafında 4-5 kişi daha vardı ve hepsi beni kesiyordu.Arkamda beliren adamlar vardı ve beni öldürecek gibi duruyorlardı.Fernandezin elleri cebindeydi ve ağzında bir puro vardı.
-Sen Fregazoy olmalısın.
-Sende şu çılgın Fernandez.
Ona baktım ve güldüm o da bana baktı ve konuşmaya başladı.
-Turnuvaya katıldığını duydum.
-Evet bir sakıncası mı vardı?
-Hayır tabi ki de katılabilirsin ölmek için iyi bir seçim.
-Kimin öleceğini yarın göreceğiz.
Fernandez bana baktı ve kahkaha atmaya başladı.
-Umarım finale kadar kalırsın senin canını almayı çok istiyorum.O kafanı bedeninden ayıracağım.
-Ben o pisliklere benzemem Fernandez.Şu karını beceren adamlara yani anlarsın ya.
Ben bu sözü söyledikten sonra arkadaki adam bana doğru hamle yapacaktı ama Fernandez eliyle durdurdu.Bana çok sert bakıyordu dişlerini sıkmıştı.
-Yarın finale çık Fregazoy seni orada herkesin önünde öldüreceğim.Burada yalnız ölmeni istemiyorum.
Bunu dedikten sonra yanımdan ayrıldılar ben de hapishaneyi girip Terry’i buldum.O bana lazımdı.Birkaç kişiden yardım aldıktan sonra onu buldum ve yanına gittim.
-Sen Terry misin?
-Evet kim soruyor?
-Bir dost.
Ona doğru elimi uzattım o da beni tersledi.Hemen gözlerimi kıstım ve onu yakasından tutup duvara çarptım.Bana baktı ve bağırmaya başladı.
-Ne yaptığını sanıyorsun sen pislik herif bırak beni.
-Adın Terry ve baban bir polisti,iyi bir polis.O kadar iyi bir polis ki 2 yıl önce seni sınava sokmadan gardiyan yaptı.Bunu yukarda ki insanlara söylersem ne olur biliyor musun devleti kandırmaktan en az 20 yıl mahkum yersin ve bu da gençliğin demek.
-Ne istiyorsun benden?
-Küçük bir yardım
-Ne tür bir yardım bu?
-Doktor Humanı tanıyor musun?
-Evet şu deli doktoru.
-Onu kaçıracağım ve sende buna yardım edeceksin.
Terry duraksadı ve gözlerinde bir korku belirdi.
-Ne saçmalıyorsun sen.Doktor Humanı kaçırmak mı? Onun yanına bile varamazsın.Özel bir hücrede tutuluyor ve anahtarı sadece baş gardiyanda.
-Onu o hücreden çıkaracağım.Sende bizi hapishaneden çıkaracaksın.
-O hücreden nasıl çıkaracaksın?
-Hüseyin’den anahtarı alacağım.
Terry bana baktı ve gülmeye başladı.
-Nasıl olacak o ?
-Turnuvayı kazanıp bir görüşme talep edeceğim ve ondan sonrada anahtarı alacağım anladın mı?
-Bak dostum o turnuvayı kazanman imkansız.Tamam mı o turnuvayı her zaman Fernandez kazanıyor ve adam tam bir psikopat.Onu yenemezsin.
-Sen onları bana bırak, sen bizi hapishaneden çıkaracaksın.
-Tamam
-Yarın gece saat 2 de yine bizi burada bekle ve bizi buradan çıkart ona göre planını yap.
-Tamam dostum yarın gece saat 2 de burada sizi bekliyor olacağım.
-Bak Terry ben iyi bir adamım ama eğer bir yanlış yaptığını görürsem bende seni yakarım.Bütün hayatını hapishane de geçirirsin.
-Tamam dostum ama bak yarın gece geç kalmayın eğer yakalanırsanız beni tanımıyorsunuz.
-Anlaşıldı.
Onun yanından ayrılıp Dick’İn yanına gittim.Masada öylece oturuyordu.
-Dick buranın spor salonu var mı ? Ya da vücut çalışabileceğim bir yer.
-Tabi ki dostum beni izle bu arada seni kaydettirdim ve Fernandez dostum geldi ve seni sordu.
-Ve sende hemen anlattın.Bir de bana güven diyordun nasıl birisin sen.
-Beni sıkıştırdı adamım ve her şeyi anlatmadım emin ol.
-Her neyse beni salona götür.
Dick’i takip ettim bazı hapishane bölümlerinden geçtikten sonra salona geldik.Salonda birkaç vücut ve ağırlık aletleri vardı hemen çalışmaya başladım ve Dick’de beni izliyordu.Bana bir süre baktıktan sonra konuşmaya başladı.
-Dostum nesin sen paralı asker mi?
-Bunu nerden çıkarttın ?
-Eğitimlisin belli neyi nasıl yapacağını çok iyi biliyorsun.
-Sadece birkaç Tv programından öğrendim.
-Hadi ama dostum bana güvenebilirsin kimsin sen?
Ona bakıp gülmeye başladım.
-Hani her şeyi bilirdin sen?
-O kadar derine giremiyorum dostum.Hele hele senin gibi yeni gelenler için zor buluyorum senin hakkındaki bilgileri.
-Ben normal bir insanım Dick.
-Dostum çıkar şu ağzından baklayı anlat artık.
Birkaç kez daha savuşturdum ama nafile bilgi almak için beni sürekli sıkıştırıyordu.
-Tamam anlatacağım Dick yeter ki çeneni kapat.
-Ailen var mı?
-Yok.
-Hiç olmadı mı yani karın çocuğun?
-18 Yaşımdayken orduya katıldım.İki yıl özel timde eğitim gördüm keskin nişancıydım.Ve oldukça başarılıydım 20 yaşımda Afganistan’a yollandım ve 6 ay boyunca burada kaldım.6 ay sonunda Amerika’ya geri döndüm ve özel timle anlaşma yaptım.Anlaşmaya göre asla evlenemezdim ve aile kuramazdım.Bu anlaşmanın üzerinden 1 yıl geçtikten sonra bir kızla tanıştım.Adı Julie idi ve ona aşık olmuştum.Kuralları biliyordum ama aşkımın önüne geçemiyordum.Gizlice evlendik.Julie ye gizlice bir ev tuttum.3 ay sonra Julie hamile kaldı ve o sırada da Vietnam görevi çıktı.Julie’yi Amerika da bırakıp Vietnam’a gittim 4 yıl orada kaldım.Kaldığım 4 yılda Julie’den sürekli mektup alıyordum.Küçük bir kızım olmuştu adını Katy koymuştu.Dediğine göre bana çok benziyordu.Böyle 4 yıl boyunca gizli gizli mektuplaştık.Amerika’ya dönmeden önce bana bir telefon geldi.Telefon bana Julie’yi bildiğini ve onu öldüreceğini söyledi.Bunun kim olduğunu bilmiyordum ama hemen geri dönmeliydim.Döndüğümde kızım ve karım ölmüştü.Bunu kimin yaptığını 2 yıl boyunca araştırdım ve sonunda bunun beni orduya alan general olduğunu buldum.Generali bulup öldürdüm ve 2 yıl boyunca Fas’da saklandım.3 Yıl sonra da paralı asker olarak görevlere katıldım.Karım ve kızımı her yıl anıyorum.Onları çok özlüyorum ama asla geri gelmeyecekler.
-Vay canına dostum acıklı bir hayat hikayen varmış.Karın ve kızın için üzgünüm.
-Neyse Dick beni izlemekten vazgeç ve bana birkaç bilgi bul.
-Ne gibi?
-Fernandezle ilgili birkaç avantaj yapabilecek bilgi.
-Hım anladım.Tamam ben bu işle ilgilenirken sende kendini hazırla.Yarın ölümle yüzleşeceksin.
-Anladım Dick şunu sürekli demek zorunda değilsin.
Birkaç saat daha çalıştıktan sonra hücreme döndüm ve yatağa yattım.Ama birkaç saat uyuyamadım.Yarın ki turnuvayı düşünüyordum kazanmalıydım.48 saatimin yarısını harcamıştım ve bu iş çok zorluydu.Bunları düşünmeyi bıraktım ve uyudum.
-Herkes sayım için dışarıya çıksın.
Ahh lanet olsun kafam ağrıyordu.Hemen ayağa kalktım ve aynaya baktım.Gözlerimin içi belirsizlikle doluydu.Hemen kendimi toparladım ve hücre dışına çıktım.Herkes dünkü gibi tek sıra halinde dizilmişti ve gardiyanlar tek tek mahkumları kontrol ediyordu.Terry i gördüm ve ona gözümle işaret ettim.O da buna karşılık verdi yanıma geldi ve elime bir kağıt verdi.Hücreme girip kağıdı açtım.Kağıtta her şeyi ayarladığını ve gece 2 de dünkü yerde bizi bekleyeceğini sadece 15 dakikamız olduğu yazıyordu.Kağıdı yırtıp klozete attım ve yemekhaneye gittim.Kahvaltımı alıp Dick’in yanına gittim.Fernandez yine sinirli bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu.Bense onu takmıyordum.
-Günaydın Dick
-Günaydın ahbap senin için dün gece bir araştırma yaptım.Fernandezle ilgili
-Anlat.
-Adam hapishaneye girmeden önce öldürdüğü adamlarla boğuşmaya girmiş.Ve doktor kayıtlarına göre sağ kaburgalarının ortasındaki kemik kırılmış ve eskisi gibi olamamış.Yani oraya yüklenirsen bu senin avantajın olur.
-Sağol dostum.
-Ve sağ kroşesine dikkat et sağlamdır.
Ona baktım ve güldüm.
-Teşekkür ederim Dick.
Kahvaltımı yaptıktan sonra yemekhaneden çıkıp Dick’le birlikte salona gittim ve 6 saat boyunca vücut çalıştım.Akşam saat 8 olduğunda dövüş salonuna gidip beklemeye başladım.Salon 1 saat içinde dolmaya başladı ve Baş gardiyan Hüseyin belirdi.Resmi kıyafetlerini giymişti ve elinde copu vardı.Sert tavırları ve yürüyüşleriyle baş köşeye geçti ve oturdu.Herkes ondan çekiniyordu bu belliydi.Oturduktan sonra arkaya döndü ve bana baktı.Gözlerimde bir anlıkta olsa korku belirmişti.Bunun nedeni psikolojikti sanırım.Kafamı dağıtmak istemiyordum hemen gözlerimi çevirip başka yere bakmaya başladım.Fernandez ve diğer dövüşçüler de dövüş salonunda belirdiler.Herkes geldikten sonra Baş Gardiyan Hüseyin dövüşlerin başlaması için eliyle işaret etti.Hakem olan gardiyan ringe çıkıp konuşmaya başladı.
-BAYANLAR BAYLAR 10. DÖVÜŞ TURNUVASINA HOŞGELDİNİZ.BUGÜN BURADA DÖVÜŞECEK 48 DÖVÜŞÇÜ VAR VE HEPSİDE NASIL BİR CEHENNEME GİRECEKLERİNDEN HABERSİZLER.BAZILARI TECRÜBELİ ARAMIZDA SON 4 YILIN ŞAMPİYONU VAR.FERNANDEZZZZZZZZZ
KURALLARI BİLİYORSUNUZ KAZANMAK İÇİN YA PES ETTİRECEKSİNİZ YA DA ÖLDÜRECEKSİNİZ.
ONUN İÇİN BİR ALKIŞ İSTİYORUM.GERÇEKTEN DE İYİ DÖVÜŞÜYOR.BAKALIM BU GECE NELER GÖRECEĞİZ.HERKESİN HEYECANLI OLDUĞUNU BİLİYORUM O YÜZDEN FAZLA UZATMAYACAĞIM.DÖVÜŞ BAŞLASINNNNNNN.
VE İLK MAÇ PETRİCK-MASONA KARŞI
İlk maç başlamıştı.Maçı izlerken gerçekten izleyenler büyük heyecanlıydılar.Bu turnuva bu hapishanede kutsal sayılıyordu.Maçta rakipler ölümüne dövüşmüşlerdi.Mason Petrick’in yüzünü parçalamıştı.Bu dövüşler birbirini böyle izledi ve sıra bana geldi.İlk dövüşümde fazla zorlanmadım karşımda ki adam zayıf ama kıvrak biriydi.Fakat onu halletmem çok zamanımı almadı.İkinci ve üçüncü maçlarımda böyle kolaylıkla geçti.Birkaç maç sonra yarı finale çıkmıştım.Yarı finalde Çinli bir adam ile dövüştüm.Adam Kung fu biliyordu,bu kesindi ustaca dövüşüyordu.Maçımız 15 dakika sürdü birbirimizi ölümüne dövüyorduk.Sonunda sol yumruğum sert bir şekilde çenesine denk geldi ve çenesi kırıldı.Çenesinin kırılmasından sonra fazla dayanmayıp maçı bıraktı ve finale çıktım.Finalde Fernandez ile maç yapacaktım.İkimizde ringe çıktık ve birbirimize bakmaya başladık.Herkes Fernandez diye bağırmaya başladı herkes onu destekliyordu.O da bu destekleri yaptığı birkaç artistik hareketle yanıt veriyordu onları daha da coşturuyordu.Hakem bizleri uyardıktan sonra maçı başlattı.İlk raundu kaybetmiştim.İkinci raund ise benimdi onu fena benzetmiştim.Son raunda çıktığımızda Dick’İn söyledikleri aklıma geldi.Ve Fernandez’İn sağ kaburgalarına yöneldim sürekli oraya çalıştım.Burnumdan kan geliyordu ama pes etmiyordum.Sürekli vuruyordum bir süre vurduktan sonra Fernandez acı bir sesle yere yığıldı.Galiba kaburgasını kırmıştım.Baş gardiyan Hüseyin büyük bir şevkle ayağa kalktı ve salondan ayrıldı.Herkes ismimi anıyor bağırıyordu.Fernandez’i kucaklayan 2 kişi revire götürmek için yol aldılar.Toparlanması uzun zaman alırdı.Gardiyanlardan biri yanıma gelip Baş Gardiyanın beni çağırdığını söyledi.Dick’ten bıçağı aldım planım eğer Hüseyin’i bayıltamazsam onu öldürecektim.Odasının önüne geldim ve kapıyı çaldım.İçeriden gel cevabı geldikten sonra içeri girdim.Baş Gardiyan Hüseyin içkileri hazırlamış ve bir bardak da bana vermişti.Bana baktı ve konuşmaya başladı.
-Seni kutluyorum.Aslında söylemem gerek senden etkilendim.Fernandez’i tanıyorum o azılı bir suçluydu.Aslında onu yenmeyi bırak finale çıkmanı bile beklemiyordum.Yeni olduğun için senin böyle olduğunu bilmiyordum.Seni biraz araştırdım iyi birisin ama sinirlerine hakim olamıyorsun.
-Sanırım.
-Seni benim yanımda korumam olarak kullanabilirim böylece bazı özel şeyler de senin olur.
-Düşünmem lazım.
-İyi düşün bu herkese verilmeyen bir fırsat.
Biz bunları konuşurken belindeki anahtarları gördüm.Biraz ona yaklaştım bu durumu çakmaması için sürekli konuşuyordum.Copu sağ tarafta askıda asılıydı ve belinde silahı yoktu.Hemen atağa kalktım ve onu belinden sarıp kafa attım.Yere düştü,ayağa kalkmasına izin vermeden yüzüne tekme attım.Hüseyin bayılmıştı hemen anahtarları alıp dışarı çıktım.Dick’den dün gece aldığım bilgi doğrultusunda Doktorun hücresine vardım kapıda ki gardiyanları öldürdüm.Ve hücreyi açtım.Doktor karşımdaydı.
-Doktor hemen buradan çıkmalıyız.
-Sen kimsin?
-Max’İn parayla tuttuğu bir asker sizi kurtarmaya geldim.
-Tamam beni çıkart buradan.
Onu hemen yanıma aldım ve Terry’le buluştuğumuz yere getirdim.Terry bizi orada bekliyordu.Bizi bazı özel yerlerden geçirdikten sonra özel bir kapıya getirdi.Her şeyi ayarlamıştı.Elinde hazırlamasını istediğim bir çanta vardı.İçinde birkaç kıyafet ve birkaç küçük eşya vardı.Ana kapıya geldik Terry bize dönüp baktı.
-Hazır mısınız? Bunun geri dönüşü yok.Çıktıktan sonra kaçak olacaksınız.Ve bulunduğunuz yerde öldürüleceksiniz.
Doktor benden önce davrandı ve Terry’e bağırdı.
-Aç şu lanet kapıyı.